6 Haziran 2016 Pazartesi

Sezen Aksu şarkılarının başrolde olduğu bir film: O Kadın


Sezen Aksu, 7'den 70'e hepimizin hayatını etkilemiştir şarkılarıyla. Özellikle belli duyguları yaşamış olduktan ve deneyim kazandıktan sonra şarkılar daha da anlamlı ve yakın gelir. Bazı şarkıları hayal kurdurur, bazıları nostalji yaptırır, bazıları ise "işte bu hayatımın soundtracki" dedirtir. 

O Kadın filmi, Sezen Aksu şarkılarının yarattığı bu etkileri somutlaştırmaya çalışan, filmin senaristi ve yönetmeni Korhan Bozkurt'un bir yapıtı. Filmin afişinde de oyuncularla birlikte "Ve Sezen Aksu Şarkıları" yazılması çok uygun olmuş. Zira bu filmde yer yer şarkıların arasına giren anlatıcılar dışında hiç diyalog yok. Duygular, Sezen Aksu şarkılarıyla anlatılıyor. Bu özelliği bakımından Türk filmleri içinde bir ilk diyebiliriz.

Filmin başrollerini sık sık benzetildiğim Selin Demiratar ve eskiden beri hayranlık duyduğum Tardu Flordun paylaşıyor. Selin Demiratar'ın karakteri Yeşim, kariyer sahibi ve varlıklı bir moda tasarımcısıdır ve istediği her şeye sahip gibi gözükür. İşadamı Bülent (Burak Hakkı) ile uzun zamandır süregelen beraberlikleri evlilikle sonuçlanmak üzereyken Tardu Flordun'un hayat verdiği karakter Okan'la karşılaşır. Bir müzisyen olan Okan'ın sınır tanımaz özgürlük anlayışı Yeşim'i cezbeder. Nokta konmayan ilişkiler ağı, üç insanın hayatını bilinmeyen bir kadere sürükler.

Hikâye aslında bir nevi Titanic hikâyesi: Her şeye sahip gözüken zengin kadın, kendisi gibi zengin bir adamla beraberdir ama duygusal açıdan tatmin değildir ve içten içe hep bir arayış içindedir. Bir gün kendi hayat tarzının çok dışında yaşayan bir adamla karşılaşır ve olaylar gelişir. Bilinmezin çekiciliği diyebiliriz yine aslında... Artık kadının yüzü gülmektedir, yeni sevdiği ile maceradan maceraya atılır ama bu hep böyle gidemez, sonunda bir seçim yapmak zorundadır.

Aşk ve acı arasındaki ince çizgiyi Sezen Aksu şarkıları ekseninde anlatan film, karakter kurgulamasını, olayları ve sonuçları hep şarkılar üzerinden veriyor seyirciye. Yeşim karakteriyle karşılaştığımız ilk sahnede giren şarkı, Yeşim'in hayatını özetlemeye yetiyor bize:

"Hiç aç susuz yaşamadım ki
Hiç parasız pulsuz kalmadım ki
Hiç aşksız sevgisiz olmadım ki
Neden neye kime bu özlem"



Filmi izleyenler ikiye ayrılıyor. Bazıları filmi, duyguları diyalogdan daha iyi anlatabilen Sezen Aksu şarkılarıyla kurgulama fikrini çok benimsiyor ve filmi tekrar tekrar izleyip ilişkileri sorgulamaktan zevk alıyor. Bazıları ise filmin bir klip gibi olduğunu düşünüp daha klişeden uzak ve orijinal bir senaryo arıyor; daha sağlam karakterler ve kurgular bekliyor.

Ben de sanırım iki düşüncenin arasındayım. Bir yandan filmi bir solukta izleyip şarkıların hikâyeyi kurgulaması fikrini seviyorum, bir yandan da "bu sahne çok zoraki olmuş; sırf bu şarkı da filmde olsun diye yazılmış" gibi eleştiriler yaparken buluyorum kendimi. Filmde fazla duygusallaşan ve klişeleşen yerler yok değil. Fakat filmin herhangi bir sahnesini açmış olsam bile o sahneden devam ediyorum filmi izlemeye genelde çünkü sahneler birbirinden güzel şarkılarla bağlandığı ve oyunculuklar iyi olduğu için gayet akıcı bir şekilde ilerliyor film. Çok tanıdık ve tahmin edilebilir bir aşk hikâyesi olması ise kurgulanış biçiminin alışılmadık oluşu tarafından bastırılıyor.

Fakat benim en sevdiğim ve etkilendiğim bölümler, sahneler arasında bu hikâyeyi kurgulayan karakterler olarak karşımıza çıkan usta yazar ve yardımcısı, yani Erol Günaydın ve Nefise Karatay'ın geçtiği bölümler. Her biri ayrı hayat dersi gibi olan bu kesitler, filmin diyaloğa sahip tek sahneleri. Erol Günaydın, babacan ve bilge bir şekilde bize hayat ve ilişkiler hakkında pek çok nokta atışı çıkarımlar yapıyor. Söylediği şu cümle bile bize bu filmin neden yapıldığını açıklıyor aslında:

"Kelimeler, en başarılı oldukları zamanda bile aciz kalan sembollerdir."

En sevdiğim şarkılardan biri olan "Bir Zamanlar Deli Gönlüm"ün geçtiği kesit, filmin en hoşuma giden sahnelerinden biri.



Başta Sezen Aksu hayranları olmak üzere şarkıların kurguladığı bir aşk hikâyesini izlemek ve değerlendirmek isteyenler bu filmi izlemeli. Çok spoiler vermeden yazımı filmin en vurucu ve felsefi diyaloglarından biriyle sonlandırmak istiyorum. Erol Günaydın'ın söylediği bu sözlerin doğruluğu insanın tüylerini diken diken ediyor:

"- Sonuç, seçimlerde hep aynıdır. Acı. Her neyi seçersen seç, seçemediğin hep üzüntü kaynağı olacaktır. Aklın hep o seçemediğinde kalacaktır. O seçemediğini seçmiş olsaydı, gene bana bu soruyu soracaktın. Hayatta her şey yüzde ellidir. Aklınla davransan yüreğin, yüreğinin sesini dinlesen aklın sana bu soruyu hep soracaktır. Seçemediğin hep acı verecek, bu sabit. Acı hep olacak.

- Bu kadar mı umutsuz yani, güzel bir yanı yok mu bu seçimlerin?

- Olmaz olur mu, var; acını seçmekte özgürsün."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder